Sporun İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri

Bir spor salonuna gidip ağırlık kaldırmak, koşmak veya çeşitli sportif aktiviteler yapmanın size sandığınızdan daha çok faydası olduğunu biliyor musunuz? Sportif faaliyetlerin sadece fiziksel olgular üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmadığını, bunun yanında psikolojik sağlamlığı pozitif yönde etkilediğine dair birçok araştırma bulunmaktadır. Yani spor yapmak sadece dış görünüşünüz veya fiziksel sağlınız için yaptığınız bir aktiviteden çok daha fazlasını barındırıyor.  Gelin bunlardan birkaç tanesi birlikte bakalım.


Öz Güven Artışı

Birçoğumuz spora zayıf veya kilolu olduğumuz için ya da sosyal çevremizden bir arkadaşımızın sayesinde kas kütlemizi artırmak için belki de sadece yaza hazırlık olsun diye gidiyoruz. Belik de benim gibi öz güveni düşük olan bir birey olarak çözüm yolunu sporda arıyorsunuz.

Peki nedir bu öz güven? Öz güven, kişinin kendi değeri hakkındaki nesnel değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerini ne ölçüde olumlu veya olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Daha kısa bir tanımla insanın kendine olan güvenidir.

Peki öz güvenin sporla nasıl bir bağlantısı var? Aynanın karşısında kendine bakan bir insan vücuduyla ilgili (hepimiz yaparız aslında bunu, kastettiğim takıntı haline getirenler) olumsuz düşüncelere sahip olduğunda kendine olan güveni azalır yani öz güveni. Spora başlayan bir insan sahibi olduğu bedenin potansiyelini fark etmeye başlar. Herkes spordan hemen sonuç almayacağını bilir. Zamanla gelişen kas-iskelet kuvvetindeki artışla birlikte içinde yatan potansiyel gücün ortaya çıkmasının yanı sıra gelen başarmışlık hissiyle kişinin kendine olan güveni artmaya başlar. Kişi bir süre spor yaptıktan sonra vücut yapısındaki olumlu değişiklikleri fark eder. Bedeninde oluşan olumlu değişiklikle kendilik algısında oluşan olumlu artışları gözlemleyebilir. Bu artışlarında öz güvenle doğrudan bir ilişkisi vardır. Spor yapan ve spor yaptıkça kendindeki gelişmeyi gören insan kendini daha çok beğenmeye başlar. Bu beğenmeyi narsizm olarak algılamayın, her insan önce kendini sevmeli ki hayatı ve hayatın içinde olan diğer şeyleri sevebilsin. Yani spor yapan bir insan hem fiziksel hem ruhsal olarak kendini daha iyi hisseder ve bu da öz güvene etki eder.

Bunların yanı sıra spor nadiren bireysel yapılan bir aktivitedir. Spor salonlarında birçok aleti ortak kullanmak zorundasınızdır bu yüzden ister istemez insanlarla iletişim kurma yoluna giriyorsunuz. Kısacası spor salonları sizi sosyalleşmeye iter. Deneyimlediğim ve gözlemlediğim kadarıyla bazı insanlar salonda ilk günü olmasına rağmen hemen sosyalleşebiliyor ancak öz güveni düşük bir kişi gerekirse dakikalarca kullanacağı aletin boşalmasını bekleyebiliyor. Bu kişilerden hemen her şeyi bekleyemeyiz, ortama ve insanlara adapte olmaları için zamana ihtiyaçları olacaktır. Yukarda anlattığım olaylarla birlikte kişide gelişecek olan öz güven sayesinde bir süre sonra sosyalleşmeye de bir adım atacaktır. Atığı bu adımla öz güveni de bir adım daha ilerleyecektir.


Depresyonsuz -Stressiz-Kaygısız Hayat

Günümüz psikolojik rahatsızların başında gelen hastalıklardan biri depresyondur. Bununla birlikte günümüzde isminin herkesin bildiği antidepresan kullanımı da gittikçe artmaktadır. Peki sporun bir antidepresan etkisi gösterdiğini söylesem.

Birçok araştırımda spor yapan insanlar da serotonin ve dopamin gibi hormonların salgılanmasında artış görülmüştür. Bu hormonların temel ve ortak göreviyse beyinde mutluluk gibi olumlu duyuların gelişmesidir. Bu da spor yapan insanların olumlu duygular geliştirmesini ve sürdürmesini sağlar. Yani spor doğal bir antidepresan etkisi gösteriyor demektir.

Bu hormonların salgılanması sizi sadece depresyondan değil stresten, kaygıdan da uzak tutacağa aşikardır. Ancak bu söylediklerim sporun sizi tamamen stresten, kaygıdan ve depresyondan koruyacaktır değil. Zaten bunların insan hayatında hiç olmaması mümkün değildir. Spor yapan veya yapmayan her insan strese, kaygıya, depresyona maruz kalmıştır ve kalacaktır da ancak bunlara maruz kaldığımız zamanlarda başa çıkabilme becerilerimiz ne derecede gelişmiş bu önemlidir. Sporda tam burada devreye girerek sizin olumsuz duygu ve davranışlarınızdan kurtulmanıza yardımcı oluyor ve yerine olumlu duygu ve davranışlar geliştirmenizi sağlıyor.


Duygu Boşaltımı

Bazı insanlar yaşadıkları duyguları dışa yansıtmakta zorluk çekerler. Belki de bir çoğumuz olumlu duygularımızı (mutluluk gibi) sosyal çevremizle paylaşabiliyorken olumsuz duygularımızı (üzüntü, öfke gibi) kendimize saklarız. Tabi bu olumsuz duygularımızı dışa yansıtmamız gerekir, aramızda içine atanlar olduğu gibi bunları anında yaşayanlarda vardır ancak bu duyguları ne şekilde yaşadığımız da çok önemli. Peki bilinçdışına ittiğimiz bu olumsuz duyguları kendimize ve çevremize zarar vermeden nasıl dışa yansıtabiliriz?

Bunun birden çok yolu olabilir en basiti bir arkadaşınla dertleşerek ya da bir kâğıt, kalemle içinde biriken olumsuz duygularını yazarak…

Bu yollardan bir tanesinde spor. Bir önceki maddede sporun vücudumuzda salgılanmasına sebep olduğu serotonin ve dopamin hormonlarından bahsetmiştik bu hormonlar hali hazırda insan vücudun da olumlu etkilere sahip. Ancak sinirliyesiniz, öfkeliyesiniz veya üzüntü içerindeyseniz ve bu olumsuz duyguları paylaşmak yerine kendinize saklıyorsunuz uzun vadede kötü sonuçlara yol açabilir.

Spor yapan bir insan sinirliyken veya öfkeliyken spora giderse bu olumsuz duyguları dışa yansıtabilmesi için bir fırsat sahip olur. Nasıl mı? Eğer ağırlık antrenmanı yapıyorsanız ve o gün sinirliyseniz muhtemelen daha ağır kilolarda daha yoğun tempolarda çalışabildiğinizi göreceksiniz. Bunun sebebi içinize atığınız olumsuz duyuların enerjisiyle kaldırdığınız ağırlıkla birlikte, olumsuz duyguların dışa vurumudur. Ya da tam tersi üzüntülü, depresif bir halde olduğunuz varsayalım; bu sefer evden çıkıp spora gitmek bile istemeyeceksiniz ancak bir şekilde bu adımı atarsınız bu sefer göreceksiniz ki normalden daha hafif kilolar kaldırabiliyorsunuz ve buna rağmen daha çabuk yoruluyorsunuz bunun sebebi de yaşadığınız üzüntünün vücudunuzda bıraktığı etkidir. 1-2 saatlik spor sonrasında bu olumsuz duyguların etkisinin azaldığını ya da tamamen (duygunun yoğunluğuna bağlı) geçtiğini göreceksiniz ya da spor yapıyorsanız çoktan görmüşsünüzdür.

Sadece ağırlık kaldırmak olarak algılayamayın olumsuz duygular içerisindeyken koşu ya da bisiklet sürme gibi sportif faaliyetlerin de aynı etkinin olduğunu göreceksiniz.

Bu bağlamda spor yapanlar ile spor yapmayanların kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi ele alan bir araştırmada, O. Neumann, genç performans sporcuları ile sporcu olmayanları karşılaştırdığında spor yapanların yapmayanlara göre daha çalışkan, daha canlı, ilişki kurmaya sürekli hazır, sebatlı, zor koşullarda ortama uymalarının daha iyi olduğunu belirlemiştir. Yapılan bir araştırmada da spor yapanların yapmayanlara göre daha dışa dönük ve duygusal olarak dengeli oldukları belirlenmiştir. Netice itibari ile ister amatörce, isterse maksimal performansa yönelik profesyonelce yapılan sportif faaliyetler, kişiyi çeşitli açılardan kontrol altına alan eksiklerini geliştiren ve tamamlayan, fazlalıklarını da olumlu bir şekilde harcamasına ortam oluşturan, kişiliğin gelişmesine önemli katkılar sağlayan bir araçtır (Aytoğan, 2020).

Written by

Ömer Faruk Baş

1 Post

Ben Ömer, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik programı öğrencisiyim. Psikoloji alanında yaptığım araştırmalara kendi düşüncelerimi ve deneyimlerimi katarak yazılar yazıyorum.
View all posts

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *