Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) Bölümü Okumak

Uzunca bir süredir aklımda bölümümle ilgili bir değerlendirme yazısı yazmak vardı, “kendimi biraz daha yeterli göreyim öyle yazarım” düşüncesi bu yazının ertelenmesinde büyük rol oynadı. İyi ki de oynamış çünkü her geçen yıl sonrası bilgim ve öğrencilik deneyimim artıyor, görüşlerim büyük oranda değişmeye başlıyordu. Nihayet kendimi bu konuda hazır hissederek bölümümle ilgili öznel fikirlerimin de olduğu ama geneli itibariyle bilgilendirici bir incelemeyi ele almanın iyi olacağını düşündüm. Hazır sınav sonucu açıklanması, tercih dönemi gibi kritik önemi olan zamanlar da yaklaşmışken bir Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğrencisinin gözünden bu bölümü görebilmenin siz okurlarımız için ilgi çekici olabileceğini düşündüm. Bahsettiğim gibi bunlar benim nesnel ve öznel görüşlerimin bir bütünü olacağı için yazıyı sonuna kadar okuyup değerlendirmeyi kendinizin yapması gerektiğini, kararın sizde olduğunu hatırlatmak isterim.

2019 yılında yani bundan üç sene önce kendimi ait hissedemediğim başka bir bölümü okurken sınava tekrar hazırlanma süreci içerisine girmiştim. Ruh sağlığı ve insanı temel alan bir bölüm okumak istediğimi biliyordum ama Psikoloji ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümlerinin farklarını pek bilmiyordum. Kısa bir araştırma sonrasında yolculuğuma Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü ile başladım. Araştırmamın oldukça kısa ve -şimdiden geçmişe doğru bakınca- sığ olduğunun farkındayım. Yani  şunu söylemem gerekir ki çok da farkında olmadan tam da kendime uygun olan yolu seçtiğimi sonradan fark ettim. Bu farkındalık sürecine yeni ulaştığım için bölümüme olan sevgim ve ilgimin tercih yaptığım süreden bu yana sürekli olarak arttığını söylemem yanlış olmaz. Bu süreç sonrası siz okuyucuların zihnindeki bazı sorulara yanıt vermek ve benden daha bilinçli bir şekilde tercihlerinizi yapmanız için sizlerin yolunu aydınlatmayı bu yazıda amaç edindim.



Siz Şimdi Psikolog mu Oluyorsunuz Yani?

Hayır, öncelikle şuna açıklık getirerek başlamak isterim: Psikoloji ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) iki farklı farklı fakültenin iki farklı bölümü olarak karşımıza çıkmakta. Derslerinin içeriği her ne kadar benzerlik gösterse de  bu iki bölümün  isim benzerliğine rağmen farklı fakültelerde olması, çalışma alanlarının kesişebilmesi kimi zaman kafa karışıklığına yol açmakta. Psikoloji bölümü genellikle Fen ve Edebiyat fakülteleri içerisinde zamanınızı tam anlamıyla bir bilim dalı öğrenerek geçirdiğiniz, yani ele alınan kapsamın “psikoloji bilimi” olduğu ve psikolojiye dair ne kadar alt dal, tarihçe, deneyler, kuramlar varsa öğrendiğiniz bir bölüm. Yazımızda söz konusu olan Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü ise “eğitim fakülteleri” içerisinde yer alan ve psikoloji bilimini temel alarak bireylere “eğitsel”, “kariyer” “psikolojik” anlamda danışmanlık ve rehberlik etmeyi ele alan bir bölüm olarak karşımıza çıkmakta.

Amerikan Psikolojik Danışma Derneği, psikolojik danışmayı “Ruh sağlığı, psikoloji ve gelişim ilkelerinin; bilişsel, duyuşsal, davranışsal ve etkileşimsel müdahale stratejileri aracılığıyla, bireyin iyi oluşu, kişisel ve meslek gelişimi ile patoloji konularını ele alınacak şekilde uygulanmasıdır” şeklinde tanımlamıştır.

Yani şunu söylemenin yanlış olmayacağını düşünüyorum: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü, Psikoloji biliminin ilkelerini, tekniklerini ve kuramlarını kullanmakta ve “uygulayıcı” bir bölüm olarak karşımıza çıkmaktadır.

Psikoloji bölümü hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz şuradan erişebilirsiniz: Psikoloji Bölümü Okumak


Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünün Ders İçerikleri


Hadi gelin öne çıkan PDR derslerine bakıp hangi konularda eğitimler verildiğini görelim:

Öncelikle şunu söylemeliyim ki PDR her ne kadar ruh sağlığı odaklı bir bölüm olsa da eğitim fakültelerinde bulunması sebebiyle eğitim dersleri ile uzunca bir süre vakit harcamak durumundasınız. İlk iki sene boyu tüm eğitim fakültelerinde verilmesi zorunlu ve ortak olan dersler olacak. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, eğitime giriş, eğitim felsefesi, eğitim sosyolojisi, eğitim ilke ve yöntemleri, Türk eğitim tarihi…

Bu gibi eğitim fakültesi ortak dersleri ilk iki senenizin çoğunluğunu almakta ve eğitime dair çok yönlü bir şekilde içerikler verilmekte. Bu ilk iki sene içinde hiç mi bölüm dersleri yok diyecek olacaksınız. Tabii ki bölümünüzle tam anlamıyla ilk bağlantıları kuracağınız dersler bulunmakta ama bunların azınlıkta olduğunu belirtmekte fayda var. Bunlara da örnek olarak psikoloji biliminin temel ilkelerini öğrendiğiniz psikolojiye giriş, insanın fizyolojisi ile ruh durumunun nasıl bir ilgisinin olduğunu öğrendiğiniz fizyolojik psikoloji, ve psikoloji biliminin bir alt dalı olan sosyal psikoloji derslerini örnek olarak gösterebilirim.

Burada minik bir parantez açmam gerekirse, eğitim fakültesi dersleri diğer fakültelerin derslerine göre nispeten daha anlaşılır ve kolay geçilebilir dersler olduğundan dolayı -bu yargı benim öznel fikirlerimi ve deneyimlerimi içermektedir- ilk iki senenizin tam anlamıyla size kaldığını ve bu zaman diliminde kendinize yönelik yatırımlar yapabileceğinizi düşünüyorum.



PDR Bölümünün Olmazsa Olmaz Dersleri Nedir?

Gelelim ikinci sınıf sonuna doğru ve üçüncü sınıf başına doğru karşılaşacağınız bazı alan derslerine; kişiliğin tanımını ve kuram[1]cıların kişiliğin nasıl geliştiğine dair yaptığı yorumları öğreneceğiniz kişilik kuramlarıdersi, bu kuramları ortaya atan bilim insanlarının psikolojik danışma sürecinde kullandığı kuramları ve teknikleri gözden geçirdiğiniz psikolojik danışma kuramları (çokça duyduğunuz Freud ve diğer ünlü psikologları bu derste ayrıntılı bir şekilde ele alacaksınız), danışma sürecinde kullanılan teknikleri öğreneceğiniz ve bir psikolojik danışmanın olmazsa olmazı olarak görülen psikolojik danışma ilke ve teknikleri dersi, psikolojik danışma sürecinin sadece bireyle değil grup olarak da çok etkili bir şekilde uygulandığını gördüğünüz ve grup olmanın dinamiğine dair çok şey öğrendiğiniz grupla psikolojik danışma dersi, kişilik ve davranışa dair bozuklukların ve sapmaların kategorize edildiği ve aktarıldığı davranış bozuklukları dersi, ve tam anlamıyla bölümün final boss’u olarak da görülen dördüncü sınıfınızda gerçek bir kişi ile psikolojik danışma süreci yürüteceğiniz bireyle psikolojik danışma derslerini örnek olarak sayabilirim.


[1] Kuram ve kuramcı kelimeleri sizlere yabancı geliyor olabilir fakat şu şekilde aktarılması mümkündür, Kuram: “Bir bilim ya da sanatla ilgili ya da herhangi bir sorunu ilgilendiren ve uygulanmadıkça gerçekleşip gerçekleşemeyeceği, doğru olup olmadığı bilinemeyen düşünülerin, ilkelerin topu.” (Tanım, Oxford Language)



Alan dersleri genelde iki ana temaya ayrılıyor. Birincisi, bir psikolojik danışman olarak sizlerde mutlaka bulunması gereken özelliklerin ve becerilerin geliştirilmesine yönelik dersler, ikincisi ise danışma esnasında uygulanacak olan kuramlar -ki bu kuramlar sizin mesleki bilginizin temelini oluşturma konusunda çok önemli bir yere sahip-.

Ders içeriklerine daha uzun değinmek istemiyorum, eğer isterseniz bölümün ders içeriklerine Google üzerinden “PDR bologna” yazarak ulaşmanızı ve derslere bir göz atmanızı tavsiye ederim. Emin olun çok keyifli derslerle karşılaşacaksınız.



PDR Okumanın Kişiye Katkıları Nelerdir?

  • Bireyleri koşulsuz olarak kabul edebilmek. İnsanları suçlamadan, yargılamadan onları ayrıştırmadan olduğu gibi kabul etmeyi insanî ve mesleki bir beceri olarak geliştirmek.
  • Empati geliştirmek. İnsanların duygularını yakalayabilmek ve onlarla duygudaşlık kurabilmek.
  • İnsanın davranışları altında yatan sebepler hakkında bilgi sahibi olmak.
  • Kişiliğin gelişimine dair bilgi sahibi olmak ve kendi kişiliğinizi nasıl geliştirdiğinizi daha yakından tanıyabilmek.
  • Kariyer, meslek, ilgi, yetenek, beceri gibi kavramlara yakından bakıp kendinizin ve insanların kariyer hikayesine yakından tanıklık edebilmeniz.
  • Bölümde hocalarınızın verdikleriyle yetinmeyip biraz araştıracak olursanız derya deniz bilgi kaynakları ile kendinizi geliştirebilirsiniz.
  • Benim öznel olarak en önemli gördüğüm katkılardan birisi de öğrendiğiniz tüm bu bilgileri bir eser tüketirken kullanmak. Örneğin bir kitap okurken veya film izlerken karakterlerin görünen yüzlerinden ziyade psikolojilerine de tanıklık ediyor olmanız oldukça keyifli bir his.


Son Olarak

            Görüldüğü üzere PDR bölümü insanla iç içe bir bölüm. İnsanlarla ilişkinizi ve daha önemlisi ilk önce kendinizle olan ilişkinizi geliştirmeyi bu bölüm ile sağlamanız olası. Bölümün en iyi yanı ise size kocaman bir boy aynası vermesi ve hayatınıza, gelişiminize, kişiliğinize gözlemci olarak bakabilmeniz ve çıkarımlar yapabilmeniz. Tabi bunun yanında kendinizi mesleki anlamda ne kadar geliştirebildiğiniz ve nasıl bir psikolojik danışman olduğunuz sizlere kalmış. Tabii ki bu gelişme sürecinin bulunduğunuz üniversite ve şehirle doğrudan bağlantısı olduğunu da hatırlatmak isterim.

            Belirtmeden geçemeyeceğim bir başka önemli durum ise PDR bölümünün popülaritesini yıllar geçtikçe kaybetmesi ve sıralamasının gittikçe düşmesi. Bu duruma bu yazımızda uzunca detaylı girmek istemiyorum ama ufak bir araştırma ile PDR sıralamalarına baktığınızda ve yıllara göre karşılaştırma yaptığınızda bahsettiğim duruma tanıklık edeceksiniz. Bu durumun nedenlerini, tercih sonucunuzu nasıl etkileyebileceğini ve diğer koşulları da göz önünde bulundurmanızı isterim. Bilginizin olmasını istediğim başka konuları diğer yazılarımızda değinmek uygun olur diye düşünüyorum. Bölüm ile ilgili aklınıza takılan bir konu olursa yorumlarda iletmeniz yeterli.


Written by

Abdurrahman Çetin

4 Posts

Ben Abdurrahman, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik programı öğrencisiyim. Psikoloji bilimini anlaşılır kılmak ve siz değerli okurlarımıza sunmak adına yazı ve araştırmalarımı paylaşıyorum. Benimle iletişime geçmek için aşağıdaki sosyal medya butonlarını kullanabilirsiniz.
View all posts

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *